Konkordato Başvurusu Sadece Evrak İşinden İbaret Değildir

FT Danışmanlık
20-06-2025
Konkordato Başvurusu Sadece Evrak İşinden İbaret Değildir

Konkordato, Türk ticaret hukukunun borçlu şirketlere sunduğu en önemli yeniden yapılandırma araçlarından biridir. Ancak çoğu zaman bu süreç, yalnızca “mahkemeye sunulan bir dilekçeden” ibaretmiş gibi algılanır. Oysa işin aslı farklıdır. Konkordato, sadece borçları ötelemek değil; şirketin kendine yeni bir yön çizdiği, geçmişi analiz edip geleceğe dair net bir strateji sunduğu bir yeniden doğuş planıdır. Şirketin ikinci bir şansı değerlendirme stratejisidir.

Başvuru dilekçesi sadece ilk adımdır ve asıl mesele, bu sürecin altını nasıl doldurduğunuzdur.

Bugün birçok girişimci, konkordato sürecine hazırlanırken ilk durağı muhasebecisi sanıyor. Hızla borç-alacak tabloları hazırlanıyor, belgeler toparlanıyor, birkaç dosya kabartılıyor. Fakat unuttukları bir şey var: Bu hazırlıklar yalnızca buzdağının görünen kısmı. Oysa konkordato, sadece rakamlarla değil; hikâyeyle, tutumla, hatta duruşla kazanılır. Çünkü bu süreçte yalnızca mahkemeyi değil, alacaklıları, çalışanları ve hatta piyasayı da ikna etmeniz gerekir.

İşte bu yüzden biz FT Danışmanlık olarak diyoruz ki: "konkordato başvurusuna giden yol, aslında doğru “giyinmekle” başlar."

Konkordato başvurusu yapmadan önce bazı kıyafetleri giymeniz gerekir. Evet, mecaz anlamda. Çünkü bu kıyafetler sadece bir temsiliyet değil, bir strateji duruşudur.

Konkordato, sadece hukuki bir süreç değil; zihinsel ve kurumsal bir hazırlığın sahnesidir.
Ve bu sahneye, doğru kıyafetlerle çıkarsanız kazanan siz olursunuz.

Konkordato Süreci Neden Bir Hazırlık Gerektirir?

Kâğıt üzerinde konkordato, evet, bir borç yapılandırma başvurusudur. Ancak uygulamada bundan çok daha fazlasıdır. Yani gerçek hayatta bu iş, dosya teslim etmekten çok daha fazlasıdır.  Süreç boyunca yalnızca mahkemeyi değil; alacaklıları, çalışanları, yatırımcıları, medya temsilcilerini ve hatta piyasayı da ikna etmeniz gerekir. Çünkü konkordato, “Bu şirket düşmedi, sadece durdu. Ve biz şimdi tekrar yürütüyoruz.” deme cesaretidir. Ama bu cesaret, sadece sizin söylemenizle yetmez. İnandırıcı olmalı. Kanıtlanmalı. Planlı olmalı.

Kısacası: Hazırlıksız çıkılan konkordato yolculuğu, mahkemede değil, algıda kaybedilir.

Konkordato Süreci Aşamaları

Konkordato süreci dışarıdan bakıldığında hızlı bir başvuru süreci gibi görünebilir. Oysa gerçekte bu bir sprint değil, düpedüz bir maratondur.

  • Geçici mühlet süreci (3 ay): Mahkeme, ilk etapta şirketin toparlanabilir olup olmadığına bakar. Şirketin kurtarılabilir olup olmadığına dair ilk izlenim burada oluşur.
  • Kesin mühlet (genellikle 1 yıl, en fazla 2 yıl): Alacaklılarla yeniden yapılandırma görüşmeleri yapılır, denetim raporları hazırlanır, şirketin yeniden ayağa kalkış senaryosu yazılır, projeksiyonlar sunulur.
  • İcra takiplerinin durması, hacizlerin önlenmesi: Süreç boyunca şirket operasyonlarını sürdürmeye devam eder. Bu süreç toparlanma için tanınan süredir.
  • Alacaklılar toplantısı ve konkordatonun kabulü veya reddi: En kritik aşama. Burada güven, şeffaflık ve planın uygulanabilirliği belirleyici olur. Sunulan plan ne kadar uygulanabilir? Şeffaf mısınız? Gerçekçi misiniz?

Bu aşamalar, yalnızca iyi hazırlanmış bir başvuru dosyası değil, aynı zamanda güçlü bir hikâye, strateji ve kurum içi dayanıklılık gerektirir.

Kısacası, konkordato “sadece başvurmak” değil; o başvurunun arkasını doldurmak, yürüdüğünüz yolu yönetmektir.

Neden Sadece Evrakla Değil, Etkiyle Hazırlanmalısınız?

Konkordato başvurusunun bir kısmı teknik detaylardan ibarettir: borç-alacak listeleri, mali analizler, bilanço verileri vs… Bunlar olmazsa olmaz. Ama sadece bunlarla da olmaz.
Çünkü bu süreç aynı zamanda bir hikâye anlatımıdır.

Hâkime ve heyete şu soruların cevabını dolaylı yoldan vermeniz gerekir:

  • Bu şirket gerçekten borçlarını ödeyebilir mi?
  • Yönetim kadrosu bu süreci idare edecek güce sahip mi?
  • Alacaklılar neden bu plana inansın?
  • Piyasa neden bu şirketle iş yapmaya devam etsin?

İşte bu soruların yanıtı, yalnızca bilanço satırlarında değil, sizin kurduğunuz iletişim stratejisinde saklıdır.

Hazırlık, Rakamlardan Fazlasıdır

Bir konkordato dosyasında sağlam hazırlanmış finansal veriler elbette önemlidir ama tek başına asla yeterli değildir. Çünkü bu süreç sadece "matematikle" değil, aynı zamanda algıyla yönetilir.

  • İletişim dili: Alacaklıya yazdığınız bir e-posta, duruşmada takındığınız tavır ya da yapacağınız kamuoyu açıklaması... Bunların her biri, rakamlar kadar güçlü ya da yıkıcı olabilir.
  • Şirket içi tutarlılık: Çalışanlar süreci nasıl algılıyor? Yönetim aynı dili mi konuşuyor?
  • Medya kontrolü: Konkordato haberleri basına nasıl sızacak değil, nasıl yansıtılacak konusu belirleyicidir. İtibar yönetimi burada başlar.

Dolayısıyla konkordato süreci bir “çok boyutlu hazırlık” gerektirir: hem teknik, hem duygusal, hem stratejik. Ve işte bu nedenle FT Danışmanlık olarak sürece girerken “üç kıyafet” metaforunu kullanıyoruz. Çünkü bu kıyafetler sadece sembolik değil; sürece ne kadar hazır olduğunuzu gösteren katmanlardır.

1- Şeffaf Ceket: Gerçeklerle Yüzleşen Hazırlık

Konkordato başvurusunun ilk ve belki de en zorlayıcı kısmı, şirketin kendine dürüst olabilmesidir. Zira konkordato yalnızca “borçlar çok, ödeyemiyoruz” demek değildir. Aynı zamanda “biz nerede hata yaptık, neden bu noktaya geldik ve bundan sonra neyi farklı yapacağız?” sorularına açık yüreklilikle cevap verebilme cesaretidir.

Bu cesaret, bir tavırdır. Ve işte biz bu tavrı Şeffaf Ceket metaforuyla anlatıyoruz.
Çünkü bu ceket, her şeyi olduğu gibi gösterir. Ne süsler, ne saklar. Şirketin geçmişi, yaptığı hatalar, aldığı riskler, yanlış zamanlamalar… hepsi görünür. Ve görünmelidir de.

Şeffaflık, bu süreçte bir zayıflık değil, tam tersine bir hazırlık seviyesidir.

🔍 Şeffaf Ceket Neyi Temsil Ediyor?: Bu sembolik kıyafet, “her şeyi olduğu gibi ortaya koyma” cesaretini temsil eder. Tıpkı camdan yapılmış bir ceket gibi düşünün: Ne saklayabilirsiniz, ne süsleyebilirsiniz.
Şirketin mali durumu, yatırım kararları, nakit akışı problemleri… Hepsi dürüstçe ortaya konmalı. Neden mi?

Şirket Geçmişiyle Yüzleşmek

Her konkordato dosyasında aşağıdaki soruların yanıtı dolaylı da olsa anlaşılır olmalıdır:

  • Hangi dönemde nakit akışı bozuldu?
  • Hangi projeler zarar etti?
  • Hangi yatırımlar geri dönmedi?
  • Hangi ekonomik ya da içsel gelişmeler bu borç yükünü artırdı?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sadece bir muhasebe faaliyeti değil; bu, bir yüzleşme anıdır.
Ve ne yazık ki çoğu danışmanlık firması hâlâ bu aşamada sadece “borç-alacak tablosu hazırlayın” diyerek konuyu geçiştiriyor.

✍️ Hikâyenizi Yazın

Konkordato başvurusu bir dilekçeden fazlasıdır. Bu dosya, şirketin yeniden ayağa kalkma iradesini temsil eder. Hakime sunduğunuz belgeler sadece borç-alacak listesi değil, aynı zamanda bir anlatıdır. O dosya, şirketin yeniden ayağa kalkma iradesini, yönetime duyulan güveni ve geleceğe dair kurulan planı temsil eder.
Yani elinizde sadece bir borç-alacak listesi yoktur; aynı zamanda bir hikâye anlatıyorsunuzdur.

İyi yazılmış bir konkordato hikâyesi şunları başarır:

  • Hakimi ikna eder: “Bu şirket hata yapmış olabilir, ama ders çıkarmış.”
  • Alacaklıyı rahatlatır: “Bu yapılandırma planı gerçekçi ve uygulanabilir.
  • Şirket çalışanlarını motive eder: “Yönetim süreci eline almış, savrulmuyor.

Gizlemek En Büyük Risk

Konkordato sürecine giren pek çok müvekkil sürecin başında bize şu cümleyi kurar: "Şunu yazmasak mı? Zaten kimse bilmiyor…"

İşte o tam da “kimse bilmiyor” dediğiniz detay, süreç ilerledikçe en büyük probleme dönüşür. Çünkü alacaklılar, denetçiler ya da bağımsız komiserler tarafından ortaya çıkarıldığında, sadece bir bilgi değil; güven duygusu da yıkılır.

2- Dayanıklı Eldiven: Alacaklılarla İletişimde Hazır Olmak

Konkordato başvurusu yapıldığında birçok girişimci şöyle düşünür: “Artık mahkemeye verdik, alacaklılarla görüşmeye gerek kalmadı.”

Maalesef bu düşünce, sürecin en büyük yanılgılarından biridir. Çünkü gerçek tam tersidir: Asıl iletişim şimdi başlar. Konkordato yalnızca bir mahkeme kararıyla değil, alacaklıların onayıyla tamamlanan bir süreçtir. Onay alamayan konkordato geçersizdir. Bu yüzden, başvurudan sonraki süreçte alacaklılarla kurulan her temas; ne söylendiği, nasıl söylendiği ve ne zaman söylendiği; hepsi stratejik öneme sahiptir.

Biz FT Danışmanlık olarak bu süreci “Dayanıklı Eldiven” metaforuyla anlatıyoruz. Çünkü bu eldiven hem korur, hem temas ettirir.

Neden “Eldiven”? Neden “Dayanıklı”?

Metafor burada boşuna seçilmedi. Çünkü:

  • Eldiven, doğrudan teması simgeler. Konkordato süreci boyunca birçok alacaklıyla temas halinde olacaksınız.
  • Dayanıklı ise bu temasların hem stresli hem hassas olabileceğini, bu nedenle sabır, özen ve planlama gerektirdiğini anlatır.

Bu süreci sadece “hukuki haklarla” değil, duygusal zekâ ve iletişim ustalığıyla yönetmek gerekir.
Ne zaman konuşacağınızı, ne söyleyeceğinizi ve en önemlisi nasıl söyleyeceğinizi iyi bilmelisiniz.

Çünkü bu noktada sadece hukuken değil, algı düzeyinde de kazanmanız gerekir.

📞 Alacaklılarla İletişim

Alacaklılarla iletişimde yapılan en büyük hatalar şunlardır:

  • Zamanlama hatası: Henüz dosya hazırlanırken bilgi vermek ya da tam tersi, konkordato kesinleşene kadar tamamen sessiz kalmak. Her ikisi de iletişim kazasıdır.
  • Yanıltıcı açıklamalar: “Yakında ödeme yapacağız”, “Artık mahkeme sürecindeyiz, siz karışamazsınız” gibi cümleler alacaklının güvenini sarsmakla kalmaz, sürece zarar verir.
  • Tutarsız iletişim: Şirketin içinde farklı kişilerin farklı mesajlar vermesi, sadece alacaklıyı değil, içeriyi de çökertir.

Mahkeme Dosyasına Yansıyan Her Şey

Unutulmaması gereken çok kritik bir gerçek var: "Alacaklılarla yapılan her iletişim, mahkeme sürecine doğrudan ya da dolaylı şekilde yansır."

  • Alacaklılardan gelen olumsuz beyanlar, dosyaya eklenebilir.
  • Medyaya yansıyan negatif yorumlar, hakimin algısını etkileyebilir.
  • Sürecin başında verilen iddialı ama hazırlıksız vaatler, ilerleyen aşamalarda “blöf” olarak değerlendirilir.

Yani sadece söylediğiniz değil, nasıl ve ne zaman söylediğiniz de önemlidir.
Bu yüzden konkordato sürecinde her kelime, her belge, her hamle stratejik olmalıdır.

Alacaklılar Sadece Hukuki Taraflar Değildir

Konkordato sürecinde “alacaklı” dediğimizde genelde akla ilk gelen şey bankalardır. Ama gerçek tablo çok daha karmaşıktır.
Alacaklılar arasında şu gruplar yer alabilir:

  • Ana tedarikçiler
  • Taşeron firmalar
  • Kiraya verenler
  • Bankalar ve finans kurumları
  • Devlet (vergi ve SGK borçları)

Ve bu grupların her biri farklı reflekslerle, farklı kaygılarla hareket eder. Bir banka yapılandırmaya olumlu yaklaşırken, aynı gün bir tedarikçi sevkiyatı durdurabilir. Çünkü birinin hesabı finansal denge, diğerininki ertesi günkü stoktur.

Bu yüzden konkordato sürecinde tek tip bir iletişim diliyle ilerlemek, en büyük hatalardan biridir. Her alacaklı grubu için ayrı strateji, ayrı ton, ayrı zamanlama gerekir.

3- Koşu Ayakkabısı: Uzun Süreçte Dayanıklılık ve Mental Hazırlık

Konkordato sürecine başvurmak, çoğu kişi için bir kriz anı gibi görünür. Ancak gerçek şu ki, asıl sınav başvurudan sonra başlar. Çünkü bu yolculuk kısa vadeli değil, uzun soluklu bir süreçtir. Tıpkı bir maraton koşusu gibi: Hızla başlamak değil, sonuna kadar dayanmak belirleyicidir.

İşte biz bu süreci yönetmeye “Koşu Ayakkabısı” giymek diyoruz. Çünkü bu sadece fiziksel bir hazırlık değil; aynı zamanda zihinsel, stratejik ve kurumsal bir dayanıklılık metaforudur.

Başvuruyu yaptıktan sonra gündem bitmez:

  • Sürekli belge güncelleme,
  • Alacaklı toplantıları,
  • Denetim raporları,
  • Medya yönetimi,
  • İç motivasyonun korunması…

Bu yüzden sadece başvurmayı değil, süreci taşıyabilmeyi bilmek gerekir. Ve o uzun yolda koşacak ayakkabıyı giymeyen, yolda ayakta kalamaz.

Konkordato Sürecinin Gerçek Takvimi

Birçok şirket konkordato sürecini, birkaç ay sürecek bir yasal koruma dönemi gibi düşünür. Oysa gerçekte konkordato:

Konkordato süreci şu adımlarla ilerler:

  • Geçici mühlet (3 ay): Mahkeme ilk değerlendirmeyi yapar, “Bu şirket toparlanabilir mi?” sorusunun cevabı aranır.
  • Kesin mühlet (1 yıl, +6 ay uzatma opsiyonu): Alacaklılarla yeniden yapılandırma görüşmeleri, denetim süreçleri, mali projeksiyonlar devreye girer.
  • Alacaklı toplantısı + yapılandırma planı: Sürecin kritik dönemeci. Onay alınmazsa tüm emek boşa gider.

Toplamda en az 1.5 – 2 yıllık bir yola giriyorsunuz.

Bu yolculukta sadece mali dengede kalmak yetmez. Şirketin moralini, iletişimini ve dışarıdaki güvenini de ayakta tutmak gerekir. Çünkü rakamlar bir dosyayı taşır, ama güven bir süreci yürütür.

Psikolojik Dayanıklılık

Konkordato süreci başladıktan sonra içeride yankılanan asıl sesler çoğu zaman belgelerde görünmez. Ama yönetim o sesleri duyar…

Konkordato süreci boyunca şirketin içinde şu sorular sıkça duyulur:

  • “Gerçekten toparlanacak mıyız?”
  • “İnsanlar işten çıkarılacak mı?”
  • “Basında ne yazılacak?”
  • “Bankalar kredileri kesecek mi?”

Eğer bu sorular cevapsız bırakılırsa, yalnızca motivasyon değil; kurum içi bağ da çözülmeye başlar

Çalışan motivasyonu düşer, iç iletişim dağılır, güven biter.

Oysa doğru bir stratejiyle, bu dönemi şirket içinde bir “kriz değil, dönüşüm fırsatı” olarak yaşatmak mümkündür. İşte burada FT Danışmanlık olarak devreye giriyoruz.

  • Şirket içi motivasyon planları
  • Medya yönetimi rehberliği
  • Kriz anlarında yönetici iletişim desteği
  • Paydaşlara özel bilgilendirme politikaları

Stratejik İstikrar

Konkordato başvurusuna “şu anki borcu ödeyemiyoruz” diyerek giren şirketlere hakim ve alacaklılar bir sonraki, asıl soruyu sorar: “Peki sonra ne olacak?”

Bu yüzden başvurudan itibaren şirketin geleceği için net bir finansal, operasyonel ve kurumsal yol haritası olmalıdır:

Net bir yol haritası gerekir. Hem finansal, hem operasyonel, hem kurumsal olarak:

  • Yeni nakit akışı planı
  • Maliyet azaltma stratejileri
  • Yeni iş geliştirme adımları
  • Operasyonel sürdürülebilirlik modeli

Konkordato sürecinde en büyük düşman “belirsizlik”tir. FT Danışmanlık olarak biz, bu belirsizliği gideren stratejik projeksiyonlarla eşlik ederiz.

Medya, Piyasa ve İtibar Yönetimi

Unutulmamalı ki konkordato ilanı, yalnızca bir mahkeme süreci değildir. Aynı zamanda bir itibar testidir. Basında çıkan tek bir haber; bir müşterinin işini askıya almasına, çalışanların tedirginliğe kapılmasına ve yatırımcıların geri adım atmasına neden olabilir. Bu yüzden “bu süreci dışarıya nasıl anlatıyoruz?” sorusu da stratejik önem taşır.

Bu nedenle:

  • Basın açıklamaları önceden planlanmalı
  • Şirket sözcüleri hangi tonda konuşacağını bilmeli
  • Sosyal medya kontrolsüz değil, bilinçli yönetilmeli
  • Müşteri ve iş ortaklarına yapılacak açıklamalar doğru zamanda iletilmeli

Koşu Ayakkabısı metaforumuz, bu gibi dış etkenler karşısında da soğukkanlılığı ve sürekliliği temsil eder.

FT Danışmanlık Ne Sağlar?

Konkordato sürecinde yalnızca belgeleri hazırlamak yetmez. Bu uzun yolculukta:

  • Mental dayanıklılığı destekleyecek kurumsal strateji
  • Krize karşı hazırlıklı bir iletişim politikası
  • Motivasyonu sürdürecek liderlik yaklaşımları

gibi konular en az mali veriler kadar önemlidir.

Koşu Ayakkabısı giymek, sürecin tamamına hazırlanmak demektir. Biz FT Danışmanlık olarak bu uzun yolculuğun her adımında yanınızda yürürüz.

Kıyafetlerinizi Giydiyseniz, Konkordato’ya Hazırsınız

Konkordato başvurusu yalnızca bir dilekçe ya da bir mali rapor sunumu değildir. Bu süreç, bir hikâye anlatımı, bir ikna sahnesi ve en önemlisi, bir yeniden yapılanma gösterisidir.

Hakime, alacaklıya, çalışanlara ve piyasa aktörlerine “Bu şirket yeniden ayağa kalkabilir” dedirtmek zorundasınız.

Bu gösteride başarının sırrı, sürece ne kadar hazır olduğunuzda saklıdır. Hazırlık ise yalnızca belgelerden değil, stratejiden, tutumdan ve iletişimden oluşur.

Hatırlayalım:

👔 Şeffaf Ceket: Geçmiş hataları gizlemek yerine dürüstçe ortaya koymak, şirketin inandırıcılığını artırır.
🧤 Dayanıklı Eldiven: Alacaklılarla kurulan stratejik ve dengeli iletişim, sürecin kaderini belirler.
👞 Koşu Ayakkabısı: Uzun vadeli dayanıklılık, kriz anlarını yönetebilme ve süreci sonuna kadar götürme iradesidir.

Kıyafetlerinizi hazırladıysanız, artık o sahneye çıkabilirsiniz. FT Danışmanlık olarak biz, bu sahnenin hem ışığını hem kulisini yönetiriz.

FT Danışmanlık olarak konkordato sürecini yalnızca “başvuru hazırlığı” olarak görmeyiz. Bizim için bu süreç, şirketin yeniden yapılanma senaryosunun her katmanına nüfuz eden çok boyutlu bir yolculuktur. Konkordato başvurusu yapmayı düşünüyorsanız, ilk yapmanız gereken şey belgeleri toplamak değil, doğru rehberle yola çıkmaktır.

Çünkü bu süreçte sizi hem hukuk hem de strateji kurtarır.