Konkordato Nedir, Nasıl İlan Edilir ve Güncel Veriler

FT Danışmanlık
26-01-2025
Konkordato Nedir, Nasıl İlan Edilir ve Güncel Veriler

Ekonomik dalgalanmaların artış gösterdiği ve küresel politik gelişmelerin tüm şiddetiyle hissedildiği bir dönemde, konkordato kavramı şirketler için önemli bir çıkış yolu olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle son yıllarda ekonomik daralmalar, kur dalgalanmaları ve jeopolitik sorunlar nedeniyle zor duruma düşen firmaların sayısında önemli bir artış yaşandı.

FT Danışmanlık olarak, bu karmaşık süreçte şirketlerin konkordato mekanizmasından en etkin şekilde yararlanması için uzman desteği sunmaktayız. Detaylı bilgi almak için Konkordato Danışmanlığı hizmetimizi inceleyebilirsiniz.

Konkordato Nedir?

Konkordato, bir şirketin mali yapısındaki bozulmalar nedeniyle borçlarını ödeme kapasitesini yitirme riskiyle karşılaşması durumunda başvurduğu hukuki bir mekanizmadır. Konkordato ilan eden bir şirket, borçlarının yeniden yapılandırılması ve belirli bir takvim dâhilinde ödenmesi için mahkemeye talepte bulunur. Bu mekanizma, alacaklıların çıkarlarını korurken aynı zamanda borçlunun faaliyetlerine devam etmesine olanak tanır.

Konkordato en basit tanımıyla, borçlunun alacaklılarıyla anlaşarak borçlarının yeniden yapılandırılmasını ve ödeme planının belirlenmesini sağlayan, mahkeme denetiminde gerçekleşen bir hukuki süreçtir. Amaç, borçlunun mali durumunun düzeltilmesi ve iflasın önlenmesidir.

Özellikle 2018 yılında Türkiye’de konkordato yasasında yapılan düzenlemelerle bu sistem, şirketler için daha erişilebilir hale gelmiştir. Konkordato sayesinde bir şirket, borçlarını ödeme yükümlülüğünden kaçmaksızın, bu yükün altından kalkmak için zamana ve mali düzenlemelere sahip olur.

Türkiye’de özellikle ticari işletmeler için sıkça kullanılan bir yöntem olan Konkordato süreci, Türk Ticaret Kanunu ve İcra İflas Kanunu kapsamında düzenlenmiştir.

Konkordato Sürecinin Ana Hatları

  1. Başvuru: Borçlu veya alacaklı, borçlunun mali durumunun düzelmesi için konkordato talebinde bulunur.
  2. Geçici Mühlet: Mahkeme, ön değerlendirme yaparak borçluya geçici mühlet verebilir. Bu süre boyunca alacaklılar, borçludan tahsilat yapamaz.
  3. Kesin Mühlet: Mahkeme, konkordato talebini haklı bulursa, borçluya kesin mühlet tanır (6 ay, gerektiğinde 5 ay daha uzatılabilir).
  4. Konkordato Komiseri: Mahkeme, süreci denetlemek ve borçlunun mali durumunu değerlendirmek için bir konkordato komiseri atar.
  5. Alacaklıların Onayı: Alacaklıların belirli bir oranı ödeme planını onaylarsa ve mahkeme uygun bulursa, konkordato kesinleşir.

Konkordatonun Avantajları

Konkordato mekanizması, hem şirketler hem de alacaklılar için çeşitli avantajlar sağlar:

  1. Borçlunun Korunması: Konkordato sürecinde borçlu, alacaklıların haciz veya iflas baskısından korunur. Bu da işletmeye toparlanma şansı tanır.
  2. Zaman Kazanma: Borçlu, ödeme planını yerine getirebilmek için ek süre elde eder.
  3. Alacaklıların Çıkarlarının Korunması: Alacaklılar, borçlunun varlıklarının daha düzenli bir şekilde dağıtılmasını sağlar ve böylece iflas durumunda kaybedeceklerinden daha fazlasını elde etme ihtimali oluşur.
  4. Şirket İtibarının Korunması: Konkordato süreci, iflas kadar yıkıcı bir etki yaratmaz ve borçlu şirketin itibarını kısmen korumasına olanak tanır.
  5. Borç Erteleme: Konkordato ilan eden bir şirket, borçlarını belirli bir süre erteleyebilir ve bu süre zarfında mali yapısını düzenleyebilir.
  6. Hukuki Koruma: Konkordato süresi boyunca şirket, alacaklı baskısından ve haciz tehditlerinden korunur.
  7. Faaliyetlerin Devamı: Konkordato, şirketin iflas etmesini önleyerek faaliyetlerini sürdürebilmesine olanak tanır. Bu durum hem şirket çalışanları hem de alacaklılar açısından çöküşün önüne geçer.
  8. Yeniden Yapılanma Fırsatı: Bu süreç, şirketlere mali stratejilerini yeniden gözden geçirme ve verimliliği artıracak çözümler uygulama şansı sunar.

Son Dönemde Konkordato Talebinin Artış Sebepleri

Türkiye ekonomisi, son yıllarda çeşitli iç ve dış faktörlerin etkisiyle zorlu bir süreçten geçiyor. Konkordato talebindeki artışın temel sebeplerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ekonomik Durgunluk: Piyasalardaki daralma ve tüketici harcamalarındaki azalma, işletmelerin gelirlerini düşürmüş, bu da borçlarını ödeme güçlüğüne yol açmıştır.
  • Enflasyon: Yüksek enflasyon oranları, işletmelerin maliyetlerini artırarak kâr marjlarını düşürmüştür. Aynı zamanda borçlanma maliyetlerini artırarak nakit akışını bozmuştur.
  • Döviz Kurlarındaki Dalgalanmalar: Türkiye gibi dövize dayalı ithalat yapan ülkelerde döviz kurlarındaki ani yükselişler, özellikle yabancı para cinsinden borcu olan şirketlerin yükünü artırmıştır. Döviz bazlı maliyetler ve ödemeler, gelirleri TL cinsinden olan işletmelerin ödeme güçlüğüne düşmesine neden olmuştur.
  • Yüksek Faiz Oranları: Finansmana erişim maliyetini artırmıştır. Bankalardan borçlanmak isteyen işletmeler, yüksek faiz oranları nedeniyle zorlanmış ve borçlarını çevirememe riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Yeniden finansman ihtiyacı duyan firmalar, yüksek faiz yükü nedeniyle konkordato başvurusu yapmak zorunda kalmıştır.
  • Tedarik Zinciri Problemleri: Pandemi sonrası global tedarik zincirindeki bozulmalar, üretim maliyetlerini artırmış ve işletmeleri finansal olarak zorlamıştır.
  • Talepte Dalgalanmalar: Pandemi sürecinde değişen tüketici davranışları, bazı sektörleri olumsuz etkilemiş ve toparlanmayı zorlaştırmıştır.
  • İnşaat Sektörü: Yükselen maliyetler, azalan konut talebi ve kredi faizlerinin yüksekliği nedeniyle birçok inşaat şirketi konkordato ilan etmek zorunda kalmıştır.
  • Perakende ve Hizmet Sektörü: Artan kiralar, işletme maliyetleri ve talepteki daralma bu sektörlerde iflas ve konkordato başvurularını tetiklemiştir.
  • Resesyon Beklentileri: Küresel ekonomik büyümenin yavaşlaması, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işletmeleri daha kırılgan hale getirmiştir.
  • Enerji ve Hammadde Fiyatları: Küresel piyasalardaki enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar, işletmelerin üretim maliyetlerini artırmıştır.
  • Tahsilat Sorunları: Piyasada nakit akışının azalması ve borçlu işletmelerin ödeme yapamaması, diğer işletmeleri zincirleme şekilde etkilemiştir. Bu durum konkordato talebini artıran önemli faktörlerden biridir.
  • Finansal Yönetim ve Planlama Eksikliği: İşletmelerin mali yapısını güçlendirecek önlemleri zamanında alamaması ve yanlış finansal planlamalar da ödeme krizlerine neden olmuştur.  Aşırı borçlanma ve kısa vadeli finansman kaynaklarına bağımlılık, konkordato başvurularını tetikleyen faktörlerden biridir.
  • Jeopolitik Riskler: Ukrayna savaşı, Suriye’deki karışıklıklar ve Orta Doğu’daki gerilimler hem ihracat pazarlarını daralttı hem de enerji maliyetlerini önemli ölçüde yükseltti.
  • Türkiye Ekonomisindeki Daralma: 2020–2025 aralığında büyüleme oranlarında beklenen performansın yakalanamaması, özellikle iç piyasaya odaklı şirketleri olumsuz etkiledi.
  • Tüketici Talebindeki Azalma: Enflasyon oranlarındaki artış ve halkın alım gücündeki düşüş, iç piyasadaki talebi azalttı ve bu da şirketlerin gelirlerini olumsuz etkiledi.

Konkordato Talebinde Öne Çıkan Sektörler

Son dönemde ülkemizde konkordato talebinde bulunan şirketler arasında belirli sektörler dikkat çekiyor. Bu sektörler arasında:

İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü

  • Artan inşaat maliyetleri (demir, çimento, enerji vb.).
  • Konut talebindeki azalma ve yüksek faiz oranları nedeniyle satışların düşmesi.
  • Döviz cinsinden borçlanmalar ve kurlardaki dalgalanmalar.
  • Hızlı büyüme dönemlerinde yapılan aşırı borçlanmalar.

İnşaat sektörü, en çok konkordato ilan eden sektörlerden biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle orta ve küçük ölçekli inşaat firmaları bu süreçten en çok etkilenenler arasında.

Perakende ve Toptan Ticaret Sektörü

  • Tüketici harcamalarındaki azalma ve artan maliyetler (kira, enerji, lojistik).
  • Yüksek enflasyonun alım gücünü düşürmesi ve talep daralması.
  • Zincirleme tahsilat sorunları.

 Özellikle AVM’lerde faaliyet gösteren mağazalar, zincir marketler ve küçük perakendeciler, konkordato talep eden firmalar arasında sıkça görülmektedir.

Gıda ve Tarım Sektörü

  • Tarımsal girdi maliyetlerinin (gübre, mazot, enerji) hızla artması.
  • Küresel tedarik zincirindeki sorunların hammadde fiyatlarına yansıması.
  • Düşük kârlılık oranları ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar.

Küçük ve orta ölçekli gıda üreticileri ile tedarik zinciri işletmeleri konkordato ilan edenler arasında yer almaktadır.

Enerji ve Doğal Kaynaklar Sektörü

  • Dövize bağlı borçlanmaların yüksek olması.
  • Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve yatırım maliyetlerinin artışı.
  • Piyasadaki rekabet koşullarının ağırlaşması.

Yenilenebilir enerji yatırımları yapan firmalar ve enerji dağıtım şirketleri konkordato sürecine girebiliyor.

Lojistik ve Taşımacılık Sektörü

  • Akaryakıt fiyatlarındaki artış ve dövize bağımlılık.
  • Küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar.
  • Taşımacılık sektöründe artan rekabet ve azalan kârlılık.

Lojistik firmaları, artan operasyonel maliyetler nedeniyle konkordato talep eden sektörler arasında bulunuyor.

Otomotiv Sektörü

  • Döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle araç ve yedek parça maliyetlerinin artması.
  • Yüksek faiz oranlarının otomobil kredilerini zorlaştırması ve talebi düşürmesi.
  • Tedarik zincirindeki küresel sorunlar (çip krizi, üretim gecikmeleri).

Özellikle bayiler ve tedarik zincirine bağlı küçük işletmeler bu süreçten etkileniyor.

Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü

  • İhracat yapan firmaların döviz kurlarındaki oynaklıktan etkilenmesi.
  • İç pazarda daralan talep ve artan hammadde maliyetleri.
  • İş gücü maliyetlerinin yükselmesi.

Özellikle küçük ve orta ölçekli tekstil firmaları konkordato ilan eden işletmeler arasında yer alıyor.

Turizm ve Konaklama Sektörü

  • Pandemi sonrası toparlanma sürecinin yavaş olması.
  • Turist sayısındaki dalgalanmalar ve döviz kurlarına bağlı fiyatlama zorlukları.
  • Mevsimsellik nedeniyle nakit akışındaki dalgalanmalar.

Özellikle küçük oteller ve tur operatörleri konkordato ilan etmeye zorlanabiliyor.

Sağlık ve Medikal Sektörü

  • Dövizle satın alınan tıbbi cihaz ve malzeme maliyetlerinin artışı.
  • SGK ve devlet hastanelerinden alınan ödemelerde yaşanan gecikmeler.
  • Rekabetin artması ve fiyatların baskılanması.

Küçük sağlık kuruluşları ve medikal tedarikçileri konkordato ilan eden işletmeler arasında yer alıyor.

Teknoloji ve Yazılım Sektörü

  • Döviz bazlı altyapı ve lisans maliyetlerinin artışı.
  • Yatırımların geri dönüş sürelerinin uzun olması.
  • İç piyasadaki talep daralması.

Özellikle startup şirketleri ve AR-GE firmaları bu süreçten etkilenebiliyor.

Türkiye Ekonomisi ve Konkordato

Konkordato, ekonomik istikrarın korunması ve işletmelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından önemli bir hukuki mekanizmadır. Türkiye ekonomisinde, özellikle belirsizlik dönemlerinde, işletmelerin ödeme güçlüğüne düştüğü durumlarda devreye giren konkordato, hem borçlu işletmelere hem de alacaklılara dengeli bir çözüm sunar. Bu süreç, finansal sıkıntılarla karşılaşan firmaların tamamen iflasa sürüklenmesini engelleyerek, ekonomideki olası çöküşlerin önüne geçmeyi hedefler.

Konkordato, yalnızca bireysel işletmelerin değil, aynı zamanda tedarik zincirlerinin ve piyasalardaki güven ortamının korunmasına da katkı sağlar. İstihdam kayıplarını önlemesi, ekonomik faaliyetlerin sürekliliğini desteklemesi ve alacaklıların haklarını gözetmesi sayesinde, kriz dönemlerinde ekonomik dengelerin yeniden tesis edilmesine yardımcı olur. Bu yönleriyle konkordato, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artıran ve toparlanma süreçlerini hızlandıran önemli bir araç olarak öne çıkar.

İller Bazında Konkordato İlanları (2023 Verileri):

  • İstanbul: 739 firma
  • Ankara: 341 firma
  • Bursa: 123 firma
  • İzmir: 118 firma
  • Kocaeli: 117 firma

Sektör Bazında Konkordato İlanları (2024 Verileri):

  • Tekstil: 86 başvuru
  • İnşaat: 83 başvuru

Toplam Konkordato ve İflas Verileri (2024):

  • Konkordato Başvuruları: 1.723 firma
  • İflas Kararı Verilen Şirketler: 132 firma

Bu veriler, 2024 yılında konkordato başvurularında ciddi bir artış olduğunu ve iflas kararlarının son yılların en yüksek seviyesine ulaştığını göstermektedir.

Türkiye Ekonomisinin Gidişatı ve Konkordatonun Rolü

Türkiye ekonomisi, 2025 yılı itibariyle önemli bir toparlanma şansı yakalayabilmek için hem iç hem de dış faktörlerin etkisi altında. Ancak, ihracat rakamlarındaki beklenen artışın gerçekleşmemesi ve iç piyasadaki daralma, şirketlerin konkordato mekanizmasına olan ihtiyacını arttırıyor. Bununla birlikte, konkordato süreci doğru yönetildiğinde, firmaların tekrar ayağa kalkması ve ekonomik sisteme katkı sağlaması mümkün hale geliyor.

Konkordato danışmanlığı, şirketlerin bu zorlu dönemden çıkış yollarını bulmalarına yardımcı olan kilit bir hizmettir. Konkordato, zor durumda olan şirketler için önemli bir kurtuluş mekanizması sunarken aynı zamanda alacaklıların da çıkarlarını koruyan bir sistemdir. Ekonomideki dalgalanmaların şirketler üzerindeki etkisini azaltmak ve yeniden yapılanmayı teşvik etmek için doğru bir aracı olarak değerlendirilmelidir.

Konkordato, zor durumda olan şirketler için hem bir kurtuluş mekanizması hem de yeniden yapılanma fırsatı sunmaktadır. Ancak bu karmaşık sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesi için uzman desteği almak şarttır.

FT Danışmanlık olarak, şirketlerin bu zorlu dönemden çıkış yollarını bulmalarına yardımcı oluyor, finansal ve hukuki stratejilerle yeni bir başlangıç yapmalarını sağlıyoruz. Konkordato sürecini etkin bir şekilde yönetmek isteyen şirketler için profesyonel destek, gelecekteki başarının anahtarı olabilir.