Yurt Dışındaki Türk Girişimcilerin Sıkça Yaptığı 5 Hata

FT Danışmanlık
29-07-2025
Yurt Dışındaki Türk Girişimcilerin Sıkça Yaptığı 5 Hata

Yurt dışında şirket kurmak artık büyük ölçekli firmaların ayrıcalığı değil. Bugün tek başına çalışan bir yazılımcı, küçük çaplı e-ticaret yapan biri ya da dijital bir danışman bile Avrupa, İngiltere veya Dubai gibi bölgelerde şirket kurma fikrine sıcak bakıyor.

Evet, bu lokasyonlar önemli fırsatlar sunuyor: vergi avantajı, prestij, uluslararası erişim. Ancak bu sürecin yalnızca evrak işi olmadığını unutanlar için tablo farklı. Çünkü gerçek şu ki; şirket kurma sürecinde teknik olarak her şey doğru yapılmış olsa bile, kültürel hatalar çoğu zaman en kritik sorunları beraberinde getiriyor.

Biz FT Danışmanlık olarak, yurt dışında şirket kurmak isteyen yüzlerce girişimciyle çalışırken, bazı ortak davranış kalıplarının defalarca tekrarlandığını görüyoruz. Türk girişimcilerin en sık yaptığı 5 kültürel hatayı doğrudan ve sahadan örneklerle ele alalım. Belki siz de fark etmeden bu tuzaklardan birine adım atmış olabilirsiniz.

1- Profesyonel Duruşun Yerine Aşırı Samimiyet Göstermek

Türkiye’de iş ilişkileri çoğu zaman “tanıdıklık” üzerinden şekillenir. Tanışıklık, hızlı güven sağlar; samimiyet süreçleri hızlandırır. Ancak bu dinamik, Almanya’daki bir muhasebeciyle ya da İngiltere’deki banka temsilcisiyle yürütülen ilişkilerde işe yaramaz.

Çünkü birçok Avrupa ülkesinde, profesyonel iletişimde öncelik; mesafe, netlik ve süreç disiplinidir. Aşırı samimi bir ton, iyi niyetli bile olsa sizi amatör gösterebilir ya da karşı tarafın rahatsızlık duymasına yol açabilir.

Kültürel Gerçek: Avrupa'da “iyi niyetli” olmak, “ciddiye alınmak” için yeterli değildir. Profesyonel sunum, net iletişim ve sürece saygı esastır.

2- “Çevremde Türk var, nasılsa hallederiz” Yanılgısı

Yurt dışında şirket kuran birçok girişimci için tanıdık birini bulmak büyük bir rahatlık sağlar. Aynı dili konuşuyoruz, aynı kültürden geliyoruz; güven daha kolay inşa ediliyor gibi görünür. Ama çoğu zaman bu güven, yetkinliğin yerini aldığı anda tehlikeli bir zemin oluşur.

Özellikle Almanya, Hollanda gibi düzenin çok sıkı olduğu ülkelerde; muhasebe, hukuk ya da resmi işlemleri “tanıdık biri” üzerinden yürütmek ileride çok daha maliyetli sorunlar yaratabilir. Çünkü konu sadece belgeleri teslim etmek değil; neyi, ne zaman, hangi yasal çerçevede yaptığını bilmeyi gerektiriyor.

Tavsiye: Yerel danışmanlık alırken, kriteriniz kişinin Türk olması değil; işini nasıl yaptığı olmalı. Uyumlu sistemler, lisanslı yapılar ve süreç bilgisi olmadan yapılan her “yardım”, uzun vadede sorun doğurur.

3- Yazılı Sözleşmeye Gereksiz Gözle Bakmak

Türkiye’de pek çok iş ilişkisi hâlâ sözle kurulur. “Tamam” denildiyse, konu kapanmıştır. Ne yazık ki bu refleks, yurt dışında ciddi bir yanılgıya dönüşebiliyor. Çünkü Avrupa'da ya da İngiltere’de ticaretin temelinde, “güven” değil dokümantasyon vardır.

Yani anlaştığınız her şey; ofis kirasından, freelance hizmet alımına kadar—yazılı ve imzalı değilse yok hükmündedir.
Ve bu, sadece büyük anlaşmalar için değil, en küçük detaylar için bile geçerlidir.

 Kültürel Fark: “Söz uçar, yazı kalır” ilkesi burada bir nasihat değil; gerçek bir sistem kuralıdır. Belgelenmemiş bir niyet, yok sayılır.

4- “Ben zaten Türkiye’ye çalışıyorum, burada aktif olmak zorunda değilim” Demek

Şirketi İngiltere’de kurup tüm işleri Türkiye’ye yönlendiren ya da Almanya'da bir yapı kurup sadece Türk müşterilere çalışan girişimciler genellikle benzer bir düşünceye kapılıyor:
“Benim bu ülkede işim yok, zaten işlem yapmıyorum, bildirim yapmasam da olur.”

Fakat çoğu ülkede, şirket aktif olmasa bile yıllık raporlama, beyan, vergi bildirimi gibi yükümlülükler devam eder. Üstelik bunlar atlandığında, sistem sizi hızla pasif şirket olarak işaretler. Bu da banka hesaplarının kapanmasına, cezaların birikmesine ve bazen şirketin tamamen iptal edilmesine yol açar.

Gerçek: Pasif kalmak sorun değil, pasifken bile sistemi bilerek yönetmek gerekiyor. Aksi takdirde sistem sizi otomatik olarak dışarı atar.

5- Niyeti Anlatmakla Yetinmek: Yazılı Sunumun Eksikliği

“Planım şu”, “niyetim bu”, “şöyle bir şey yapmak istiyorum” cümleleri Türk iş dünyasında sıklıkla karşılık bulur. Ancak yurt dışındaki muhataplar için niyet, tek başına yeterli değildir. Orada, fikirlerin yazılı bir modele dönüşmüş olması beklenir.

Yani bir iş görüşmesine giderken hazırlıklı olmanız, bir banka hesabı açarken şirketinizi 1 sayfada özetlemeniz ya da yatırımcıyla konuşurken proje planınızı paylaşmanız gerekir. Basit bir İngilizce tanıtım dosyası bile, ciddi bir fark yaratır.

Kültürel Fark: Yurt dışında “niyetin var mı?” değil, “planın hazır mı?” diye sorulur. İletişim sözlü başlar ama kararlar yazılı dosyayla verilir.

Kültürel Kodları Atlayan Girişimci, Sistemin Dışında Kalır

Yurt dışında şirket kurmak, artık sadece bir “kuruluş hizmeti” meselesi değil. O kültürde var olabilmek, saygı görmek ve sürdürülebilir bir yapı kurabilmek için kültürel farkındalık şart. Evraklar tamam olsa da, bu 5 kültürel hata sürecinizi görünmez şekilde sekteye uğratabilir.

FT Danışmanlık olarak biz sadece “şirket kurulum” değil, aynı zamanda kültürel uyum ve saha desteği sunuyoruz. Siz de bu yazıda anlatılanlarda kendinizi bulduysanız, size özel bir yol haritası çıkarabiliriz.